22 Ekim 2011 Cumartesi

Eksper öcü mü, dost mu? Mesleğe başladığım ilk yıllarda, hasar tespitlerine giderken hep hasara uğramış insanların bizleri nasıl değerlendirdiğini merak ederdim...Bizi, kendilerine yardıma gelmiş bir dost mu, yoksa karşı cepheden kesip biçmeye gelmiş biri olarak mı düşünürler? Terazimizde adil tartmayacağımızı ya da bir tarafın lehine tartacağımızı mı düşünürler?Zaten bir hasar dolayısıyla sıkkın olan canları, bizi görünce daha çok mu sıkılır? Bizim de kendileri gibi bir çok riskle karşı karşıya olduğumuzu bilirler mi, anlayışla karşılarlar mı? Bunun gibi bir sürü soru...Uzayıp giden bu sorularla, bu acabalarla görevimi sürdürürken, bir gün anladım ki bu endişelerimin çoğu yersiz. Çünkü yaptığımız iş, öncelikle onlara yardım amaçlı ve en kötü günlerinde yaralarını sarmak, acıyı, hüznü paylaşmak gibi ulvi bir görev sonuçta. Bunu özümsediğim günden beri, uzun yıllardır sürdürdüğüm bu görevin ilk adımının, doğru ve samimi bir yaklaşım olduğuna karar verdim. Daha sonraki yıllarda, gerek İzmir Sigorta Eksperleri Başkanlığı, gerekse eksper hocalığı görevlerim sırasında da meslektaşlarıma hep bu yönde telkinlerde bulundum.Bu yazı dizisine başlarken sloganımın, 'Hasardaki Dostunuz' olmasının ana fikri de buydu değerli okuyucularım. Hasar sevimsiz bir durum ve can yakar ama her hasar, Sigorta Hukuku açısından hasar sayılamadığından, bu anlamda uzman bir dost eline, bir uzman gözüne hepimizin ihtiyacı olur zaman zaman...Öncelikle, sigorta için 'hasar'ın en önemli unsuru 'Ani ve beklenmedik' sonra da somut ve sayılabilir olmasıdır. Bir başka deyişle hayatın normal akışı içinde kendi haline bırakılıp, ondan sonra da ne zaman hasarlanacak diye beklenen bir kıymetteki hasar, ne sizin için ne de sigortacı için bir sürpriz olmayacağından, hukuken de 'hasar' anlamı taşımayacaktır. Bu durumda da bazen bize 'öcü' gibi gelen eksper, esasında hukuki şartları hatırlatmakla görevli bir 'dost'tur.EYVAH! FAYANSLAR DÜŞTÜKendi evimdeki bir hasar olayından örnek vereyim: Bir gün eve geldiğimde, banyo duvarındaki fayanslardan birkaç tanesinin düştüğünü, birkaç tanesinin de düşmek üzere olduğunu gördüm. Esasında bu olay ani ve beklenmedik bir olay tanımında düşünülse bile, fayansların bir süredir oynamakta ve kabarmakta olduklarını gözlemekteydim.Duvarın içinden geçen boru benzeri tesisat malzemesi olması mümkün değildi. Bu olayın tek bir sebebi, binadaki genel yıpranma ve fayans yapıştırıcısındaki tutma özelliklerinin azalması. İşte bu, evrensel anlamıyla bir hasarken ve üstelik kısmen de beklenmedik (esasında beklenen ancak zamanı belirsiz) sayılırken, yine de sigorta hukuku açısından, hasar sayılamazdı. Çünkü bu olayda, sigorta hukuku açısından esas önemli olan, olaya neyin sebep olduğu ve bizim olayda da sigorta poliçesinde yazılı sebeplerden birinin oluşmamasıydı.İHMAL Mİ, KAZA MI?Burada sigortalı değilmişcesine önlem almam gerekirken, yani bu fayansların düşme eğilimini gördükten sonra, hasar oluşmadan onarımını yaptırmam gerekirken, ben bunu ihmal etmiştim. Tabii ki konu hakkında bilgi sahibi olduğum için başvuruda bile bulunmadım. Ama başvuruda bulunup da, evime bir eksper görevlendirilseydi, muhtemelen bana bu durumu açıklayacak 'eksperi' ben de öcü gibi görebilecektim. İşte böyle sevgili okuyucular. Bu yazımda bizlerin hem sigortacıdan hem de sigortalıdan bağımsız olarak, tarafsız bir şekilde sizlere yardımcı olmak üzere gelen, hatta bazen, olay yerinde bizzat kurtarma çalışmasına dahi katılan, bir dost olduğumuzun bilinmesini isterim.Unutmayalım ki sigorta da, hasar da sonuçta bir hukuki süreç ve bu hukuk hepimiz için var... Kaldı ki son yıllarda sigortacılar da poliçelere özel şartlar ekleyerek sigortalılarının mağduriyetini azaltma yönünde ciddi adımlar atmaktadır. Bizler de eksper olarak, bundan büyük bir memnuniyet duyuyor, 'Hasardaki Dostunuz' olmaya çalışıyoruz.Sevgiyle kalın... Serhan MENTEŞE